{ "title": "Süphan Dağı", "image": "https://www.dag.gen.tr/images/suphan-dagi.jpg", "date": "20.01.2024 06:09:02", "author": "seval sarıboya", "article": [ { "article": "
Süphan Dağı, Her dağın eskiye dayanan türlü efsaneleri vardır. Anadolu'da olup da türküsü olmayan dağımız neredeyse yok gibi. İçlerinde adına türkü yakılan, dağın dağa kavuşamayacağı gerçeğinin en devasız şekliyle yaşayan bu dağları anlatmaya ve bütün dertli aşıklara bu derdi çekenin anlayacağını düşünerek, dağların en büyüğü ve en yücesi olan Süphan gönül dağını değerli okuyucularımız için seçtik. Süphan Dağı keşfi bekleyen gizli bir hazine gibidir. Süphan Dağı suskundur ve onu öylece saran ve sarsan azameti ile heybetli yalnızlığıdır. Doğu Anadolu bölgesinde bulunan Süphan Dağı Van Gölü'nün kuzeyinde yer alır. Yüksekliği 4058 m'dir. Dağcıların tırmanış için ziyarete gelenlere tüm güzelliği ile en iyi şekilde ağarlar. Süphan Dağı'nın tabanı geniş ve dik yamaçlarla beraber tek koni şeklinde yükselir. Dağın başında bir duvak gibi duran zirvedeki kar örtüsü eteklere doğru indikçe azalır. Aynı zamanda bu dağ onu çevreleyen ilçelerin su kaynağıdır. Dağın zirvesinde bulunan krater göl ve maviliği görenler en derin haliyle kendine hayran bırakır. Gün doğuşunu ve batışını seyretmek daha da büyüleyicidir. Buzlarla kaplı zirvesinde kırklar olarak anılan kırk tane şehit mezarı bulunur. Gerçeği şudur ki; Yanan yüreklerin dumanını bu dağın türküsü en yukarıda sakladığı bu güzelliklere değil, eteğine serilmiş çiçeklere yazılmıştır; Süphan Dağı'nın eteği, eteği güller biteği, ana can kurbanın olam, yârim baldır ben peteği; A ceylan beri maralım, kaşı karalım süphan dağlım, ben bu dağın maralıyam, avcı vurmuş yaralıyam, bal yârimden ayrı düştüm. Ben bir bahtı karalıyam. Yörede bağrı yanık halkın Süphan Dağı'nın efsane hikayesi şöyle anlatılır;

Süphan Dağı Efsanesi; İki sevgili olan Hace ile Siyabent birbirlerini büyük ve derin bir aşkla severler. Ancak bu sevdaya aileleri karşı gelir. Bir gün iki sevgili kaçmaya karar verir ve gece yarısından sonra Siyabent ile Hace; Süphan Dağı eteğinde buluşurlar. Buradan Süphan Dağı zirvesine doğru çıkmaya başlarlar. Gökyüzünde pırıl, pırıl yanıp sönen yıldızların ve dolunayın altında yürürler. Uzun bir süre sonra yorulurlar. Dinlemek için bir yer bulurlar. Ancak bulundukları yer karanlık denilen Süphan Dağı eteğinde bulunan uçurumun tepesidir. Burada dinlenirken, kuracakları yuvayı hayal ederler. Oldukça çok yorulan Siyabent başını Hace'nin dizine koyarak derin bir uykuya dalar. Tam o esnada bir geyik sürüsü üzerlerine gelmektedir. Sürünün lideri olan erkek geyik bu iki sevgiliyi görür ve onları rahatsız etmemek için liderliğini yapan erkek geyik dişi geyiğe, diğer geyiklerin yaklaşmaması için önlem alır. Manzarayı gören Hace duygulanır ve o sırada gözlerinden damlayan gözyaşı sevgilisinin yüzüne düşer. Uyanan sevgilisi Hace'ye niçin ağladığını sorar? Seni ağlatmış olan o lider geyiğin ciğerini söküp sana getireceğim. Sevgilisi lider geyiği vurur ve keseceği an geyiğin ayaklarını çırpmasıyla Siyabent uçurumdan aşağıya düşer ve Hace sevgilisine; \"Sen olmadan ben de yaşayamam\" diyerek kendini uçurumdan aşağıya atar. İki sevgilinin düştüğü yerde her yıl kendiliğinden iki gül yeşerir. Bu acı olay da ne zaman bir dağ görsek, ölümsüz Aşkı hatırlatır. Böylece dilden dile dolaşarak efsaneleşir.
" } ] }