Musa Dağı, Nur Dağları'nın eteklerinde yer almakta olup yaklaşık 1000 metre yüksekliğinde bulunur. Bu dağ, büyük kayalar ve sık çalılıklarla kaplı, sivri ve tek bir blok görünümündedir. Musa Dağı, Türkiye'nin Hatay ili sınırları içerisindedir. Coğrafi konum olarak enlemi 36.183 ve boylamı 35.935 koordinatlarında yer almaktadır. Musa Dağı'na yakın yerleşim yerlerinden biri Sabunlumutaç olup, dağa 6,23 km uzaklıktadır.

1915 yılında, Birinci Dünya Savaşı döneminde meydana gelen Musa Dağı İsyanı, Osmanlı Devleti'nin İskenderun Bölgesi'nin Samandağ ilçesine bağlı yedi Ermeni köyü halkının, Musa Dağı etrafında toplanarak yolları kontrol altına almaya çalıştıkları bir olaydır. İsyanın ardından, İskenderun kıyılarında bulunan bir Fransız savaş gemisi, Ermeni milisleri ve diğer isyancıları gemiye almıştır.

Birinci Dünya Savaşı sırasında, İtilaf devletlerinin İskenderun Bölgesi kıyılarında bir çıkarma yapacağı söylentileri üzerine, Samandağ Bucağı'na bağlı yedi Ermeni köyünün halkı, Osmanlı Devleti'ne olan vergilerini ödememiş ve zorunlu askerlik görevlerini yerine getirmek istememişlerdir. Osmanlı Devleti, kanunlara uymaları gerektiği için bu bölgeye memurlar göndermiştir. Ancak bölge Ermenileri, bu memurları dinlememiş ve silahla karşı koymuşlardır.

Bu olaylar sonrasında, yedi Ermeni köyü halkı Musa Dağı'nda toplanmaya karar vermiştir. Dağa çıkılmaya karar verilmiş, ancak orada kimse bulunamamıştır. Dağda kimseyi bulamayan Albay Galip, askerlerine çevreyi silahla taramalarını emretse de Ermenilerin denize doğru uzanan bir yamacı kullanarak Akdeniz bölgesine indikleri anlaşılmıştır. Albay Galip ve askerleri burada birçok hayvan ölüsüyle karşılaşmış, ancak hiçbir Ermeni'ye rastlamamışlardır. İskenderun kıyılarını gözetleyen bir Fransız harp gemisinin, buradaki Ermenileri alarak taşıdığı ortaya çıkmıştır.

Osmanlı Devleti, bu durumda bölgeye müfettiş yollamıştır. Yapılan araştırmalarda hiçbir insan cesedine rastlanmamış, yaralı veya hasta kimse bulunamamıştır.

Musa Dağı, sadece tarihi olaylarla değil, aynı zamanda doğal güzellikleri ve biyolojik çeşitliliği ile de dikkat çeker. Bölgede çeşitli bitki ve hayvan türleri yaşamaktadır. Dağın eteklerinde yer alan köyler, geleneksel yaşam biçimlerini korumakta ve ziyaretçilere yerel kültürü tanıma fırsatı sunmaktadır.

Dağ, ayrıca yürüyüş ve doğa sporları açısından da popüler bir destinasyondur. Doğa tutkunları için pek çok yürüyüş rotası ve kamp alanı mevcuttur. Bu sayede ziyaretçiler, hem tarihi hem de doğal güzellikleri bir arada keşfetme şansı yakalarlar.